Martı motorlar

Herkese selam. Bu defa kimisi için bilgilendirici, kimisi için eğlenceli olacak bir konuyla karşınızdayım. Yollarda öyle başıboş şekilde bırakılmış yeşil renkli motorların bir Martı hizmeti olduğunu biliyor muydunuz? Bu durumu sonradan fark eden biri olarak sizi de kendi yerime koyuyor ve sürüş tecrübemle beraber size anlatmak istiyorum.

Bildiğiniz üzere elektrikli scooterlarla nam salmış diğer markalar gibi Martı diyince de akla ilk elektrikli scooterlar gelir. Hatta bazılarımız elektrikli scooterlara ‘martı’ şeklinde hitap edecek kadar bu durumu büyütmüş durumda. Haliyle Martı’nın aynı zamanda elektrikli motosiklet hizmeti verdiğini benim 1 ay önceki halim de dahil olmak üzere çoğumuz bilmiyor. Aslına bakarsanız Martı dışında bu hizmeti veren uygulama var mı ben de bilmiyorum. O yüzden Martı’yı anlatıyorum.

Sürüş kısmı

Motoru alırken tek başıma olduğumdan ve nasıl kullanacağımı bilmediğimden dolayı heyecanlıydım. Uygulamadan motoru açtım, motorun bagajındaki kaskı taktım ve hemen koltuğa geçtim. 2 kişinin rahat bir şekilde sığacağını düşündüğüm o koltuğa oturduğumda önümdeki tuşlar beni biraz düşüncelere itti. Düşüncelerden çıktığımda hangisinin sinyal, hangisinin korna olduğunu öğrenmiştim ve düşüncelerden çıkma sürem pek de uzun değildi. Sürmeye başladım.

20 dakika içinde ne olur ne olmaz diye kalın giyindiğim için çok mutluydum, çünkü hava nasıl olursa olsun motor kullanırken rüzgar sizi çok etkiler. Motoru pek hızlı kullanmamış biri olarak 30 km/s civarında takılmama rağmen rüzgarın ciddiyetini hissederken de tam olarak bunu düşünüyordum. Neyse ki bu durumun beni etkileyemeyeceği kadar kalın giyinmiştim, ancak ellerim hakkında bunu söyleyemeyeceğim. Daha önce de motosiklette bulunmuştum (yani sürmeye başlarken de bu durumun farkındaydım), yine de ellerimin 1 dakikadan daha uzun süre buz tutmuşcasına soğuduğunu hissetmeme rağmen bunu kafama pek takmadım.

Basit yerlerde sürerken her şey çok kolaymış gibi gelebilir. Ancak motosiklet sürüyorsanız trafikte her zamankinden daha fazla dikkatli olmanız gerekiyor, çünkü motosiklet kullanmak etrafınızdaki şoförlere bağlı olarak zordur. Her zaman birinin hata yapabileceğini hesaba katarak motosiklet sürmeniz gerekir. Bunun sebebi de hayatımızı yolda bulmamış olmamızdır. Yaşayabileceğimiz kazalarda ne kadar haklı olacaksak olalım bir motosiklet sürücüsü olarak kaza yaptığımızda doğrudan yerle temas edeceğiz. Bunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalı ve motosikleti buna göre sürmeliyiz. Ben de bu detaydan ötürü yol kenarında sürdüm ve bu işin keyfini yeterince aldım.

Motoru bırakma kısmı…

Başlığın sonuna üç nokta koymuş olmamdan anlayacağınız üzere motoru bırakmak tam bir eziyet. Yollardaki park yerlerine dikey olacak şekilde park etmemiz gerekiyor, kabul. Zaten bu kolay bir şey. Zaten sorun bu değil. Sorun şu ki motoru alırken açtığımız, motorun altındaki emniyetin kapanışı o kadar da kolay değil.

Evet, motoru alırken bu emniyeti ayağımızdan destek almak kaydıyla motoru ileri iterek kolay bir şekilde açmıştık. Ancak emniyetin geri kapanması bu kadar kolay olmayacak. Püf noktası var mı bilmiyorum, ancak ayağımla üstüne basıp motoru geri çekmeye çalışırken birkaç dakikamı heba ettim. Sonra ne oldu derseniz yoldan geçen birinden yardım isteyerek kapattım ve motorun fotoğrafını çekerek sürüşümü sonlandırdım. Bu yüzden motoru bıraktığınız yerin etrafında her ihtimale karşı yardım alabileceğiniz birilerinin olmasını size de öneriyorum.

Martı motosiklet ve Martı elektrikli scooterın farkı

Şahsen ben sadece 2 fark görebiliyorum. Bu farklardan birisi elektrikli scooterda ayakta duruyor olmamız, diğeri de motosikletin elektrikli scooterdan daha hızlı gidebilmesi. Sanırım bir de motosikletin daha pahalı olmasını da bu farklardan biri olarak sayabiliriz. Başka da bir fark göremiyorum açıkçası.

Tüm bunları konuştuktan sonra bana hangisini önereceğimi soracak olursanız elektrikli scooter derim. Çünkü hem daha hafif, hem daha rahat alınabiliyor ve bırakılabiliyor. Ek olarak daha ucuz ve arkadaşınızla süreceğinizi hesaba katarsak ehliyet de gerektirmiyor. Ancak tabii ki ikisini de sürerken bir sakatlık yaşamamak için tedbirli olmak gerekiyor. Hepsi bu.

İyi, ama ücret konusuna hiç girmedin

Evet, ücret konusuna girmedim. Ancak bunu unuttuğumdan değil de kasıtlı olarak yaptım. Çünkü ücret, kullandığınız uygulamadan uygulamaya ve günden güne değişme potansiyeline sahip olan bir şey. Bu yüzden bu konuya girmemek en iyisi.

Hepinize en güzel dileklerimle iyi sürüşler diyerek bu yazıyı sonlandırıyorum 🙂

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s