Koşuşturmaca

Bugünkü başlık hayatın kendisiyle -biraz da yeni şeyler yazacak kadar vakit bulamamamla- ilgili. “Neymiş bu koşuşturmaca?”

Yine yeni bir başlıkla karşınızdayım. Bu başlıkta yetişebilmek için koşmamızın kendi başına yetmediği şeyler hakkında konuşacağız.

Ve evet. Hep yazamamamın başlıca sebebi de bu olsa gerek.

Sahiden nedir o ‘şeyler‘?

Az önce, dün, geçen hafta düşündüğünüz “evden çıkarken kapıyı kapattım mı” sorusu dahil her şey. Hepsi buna dahil. Evet.

Öyle oturup düşünürsek de bunun ardı arkası kesilmez. Ocakta unutulan yemeğin altını vaktinde kapatsak, bu sefer onu bize unutturan işimiz öyle ortada kalacak.

Kısır döngü…

Ancak yapacak bir şey yok. Hayatın kendisi bu. Herkesin peşinde olduğu bir şey/bir şeyler var.

İleriye dönük bir sürü düşüncemiz var.

Planlar, istekler.

Bazen aynı anda hepsine yetişmek gerekiyor.

Bazense tüm işler, eş zamanlı olarak yetişmiyor. Çünkü önümüzde bir engel var.

Zaman

Zaman; işine geç kalmış işçisinden tutun, ince hesaplar yapan fizikçisine kadar hepimizin ortak sorunu. Garip bir şeydir; ne dibine kadar verimli şekilde kullanılabilir, ne de kaybedildiğinde yerine konabilir.

Dengelemesi zordur. Yerine koyulması mümkün değildir, ancak kazanması para ister.

Örneğin yemeğinizi kendiniz hazırlayabilirsiniz, karşılığında belli bir süreyi feda ederek.

Veya hazır şeyler yiyip karşılığında daha fazla para ödersiniz. Muhtemelen işinizin bitmesi, önceki seçenekten daha kısa sürecektir.

Para ödeyerek yerine koyamayacağınız şeyler de vardır.

Mesela günlük ortalama 8 saatimiz uykuya gidiyor. Bu haftanın 2 buçuk gününe, dolayısıyla da yılın 130 gününe tekabül eder.

Uyku bir ihtiyaçtır. Yerine koyamayız. Uyku diye bir şey olmasa bile günlük 8 saati kafamızı dinlemeye ayırmazsak iyice deliririz.

E iyi de ne ‘yapıcaz’?

Bunu cevaplayacak kadar uzun yaşamadım, ancak yapabileceğimiz en iyi şey akışına bırakmak. Ancak kendimizi çok da zorlamamak lazım. En azından bu, tecrübemle sabit.

Bazen koşuşturmacayı bırakıp, kendimize vakit ayırmalıyız.

Yazmak iyi hissettiriyor mesela. Bu yazıya ayırdığım 1 saat, bana göre bir mola -gözlerim aksini iddia etse de-.

Gerektiğinde mola vermeliyiz. Okul sıralarında ders bitimine saydığımız dakikaları, kendi işlerimizle ilgilenirken de yaratmalıyız.

Yoksa insanda kafa kalmıyor…

Ve koşuşturmacaya devam…

Koşuşturmacaya karşı bir isyan olan bu satırların ardından gerçeklere, yani bahsettiğimiz koşuşturmacaya devam.

Başarana veyahut bitirene dek.

Hepimizin bildiği bir müzikle hoş bir kapanış…

zaman meaning, zaman name, zaman nedir, zaman game, zaman pronunciation, zaman in english, zaman movie, koşuşturmaca ne demek, rush in ne demek